Kütahya’nın Simav ilçesinde kurulumu devam eden Tarıma Dayalı İhtisas Jeotermal Sera Organize Sanayi Bölgesi (OSB), önemli bir adımla hayata geçiyor. Proje kapsamında, 2025 yılına kadar tamamlanması hedeflenen OSB’de seraların ısıtılması amacıyla 9 jeotermal kuyu açılması planlanıyor.
Jeotermal Enerji ile Isıtılan Seralar
Simav Jeotermal Kaynaklı Sera OSB, 700 ile 900 metre derinliğe sahip kuyular sayesinde jeotermal enerji kullanarak seraların ısıtılmasını sağlayacak. Bu kuyulardan 7’si üretim, 2’si ise reenjeksiyon amacıyla kullanılacak. Projenin hayata geçmesiyle birlikte Kütahya'da modern ve sürdürülebilir tarımın önü açılacak.
Kuyu açma işlemleri için, Simav Jeotermal Kaynaklı Sera OSB ile Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü (MTA) arasında bir sözleşme imzalandı. Proje, hem tarımsal üretimi desteklemeyi hem de bölgesel ekonomiye önemli bir katkı sağlamayı hedefliyor.
Kütahya Valisi’nden Açıklama
Kütahya Valisi Musa Işın, yaptığı yazılı açıklamada, bu projenin Kütahya için bir ilk olacağını ve büyük bir ekonomik potansiyel taşıdığını belirtti. Işın, “Bu OSB sayesinde 1600 dekarlık bir alan çiftçilerimizin ve üreticilerimizin hizmetine sunulacak. Proje, sadece Simav ile sınırlı kalmayacak, ilerleyen yıllarda diğer ilçelerde de benzer OSB’ler kurulması için jeotermal kaynaklarımızı değerlendirmeyi hedefliyoruz” ifadelerini kullandı.
Bölgesel Kalkınmaya Katkı
Simav'da inşa edilecek OSB, jeotermal enerji ile çevre dostu bir üretim modeli sunarak, tarım sektörü için yeni bir kalkınma yolu açacak. Bu adım, sadece yerel üreticiler için değil, aynı zamanda Türkiye’nin tarımsal üretim ve enerji alanındaki gelişimine de katkı sağlayacak.
Jeotermal enerji kullanımıyla seraların ısıtma maliyetleri düşerken, daha verimli ve sürdürülebilir bir tarım altyapısına ulaşılması bekleniyor. Proje, bölge halkı ve çiftçileri için yeni iş imkanları yaratırken, aynı zamanda Kütahya’nın tarımsal üretimde öncü şehirler arasına girmesini sağlayacak.
Projenin tamamlanmasıyla birlikte, Kütahya'nın jeotermal enerji kaynaklarını daha etkili kullanarak tarımsal verimliliği artırma potansiyeli taşıdığı ve bunun diğer bölgelere örnek teşkil edebileceği öngörülüyor.